Ulcinj’in Tarihi

Ulcinj, Karadağ’ın güney kıyısında bulunan büyüleyici bir kasabadır. İliryalılar tarafından MÖ 5. yüzyılda inşa edilmiştir ve MÖ 2. yüzyılın ortalarından itibaren Roma Cumhuriyeti’nin bir parçası olmuştur. İmparatorluğun bölünmesinin ardından Doğu, Bizans topraklarına dahil edilmiştir.

Bizans İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla, Ulcinj 15. yüzyılın başlarına kadar çeşitli Güney Slav devletlerinin yönetimi altına girmiş, ardından Venedik yönetimine geçmiştir. Venedik egemenliği burada yaklaşık bir buçuk asır sürmüş, sonrasında Ulcinj, Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Venediklilerin Ulcinj’i geri alma girişimlerine rağmen, Osmanlı yönetimi burada 300 yıldan fazla sürmüş ve nihayet 1878’deki Berlin Kongresi’nde Karadağ Prensliği’ne katılmıştır.

 

Nereleri Ziyaret Etmeli?

Ulcinj, Roma döneminden Osmanlı yönetimine kadar korsanların üssü olmuştur. Osmanlı döneminde nüfusun çoğu İslam’a geçmiştir, bu nedenle Ulcinj ve çevresinde 22 cami bulunmaktadır.

İki tanesi özellikle öne çıkar:

Denizci Camii (Džamija mornara): Bir zamanlar deniz feneri olarak kullanılan bu caminin, 14. yüzyılda Mağribiler tarafından inşa edildiğine inanılıyor. Eğer bu doğruysa, cami Balkanlar’daki en eski camilerden biridir. İbrahim Bushat Paşa, Kruşi Muharebesi’nden sağ çıktıktan sonra camiyi 18. yüzyılın sonunda yeniden inşa ettirmiştir.

Paşa Camii (Pašina džamija): 18. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Ulcinj’in fatihi Kılıç Ali Paşa’ya adanmıştır. Kılıç Ali Paşa, bir İtalyan çiftçiyken daha sonra Osmanlı donanmasının büyük amirali olmuştur.

Ulcinj’in en önemli tarihi eseri Ulcinj Kalesi’dir. Kale, aynı zamanda eski şehirle birleşik haldedir. İliryalılar tarafından MÖ 5. yüzyılda inşa edilmiştir, ancak tarih boyunca birçok kez onarılmış ve yeniden yapılmıştır. Kale, bir tepe üzerinde yer aldığından, buradan şehrin güzel bir panoramasını görebilirsiniz.

Birçok tarihi yapı bulunmaktadır, ancak ikisi özellikle önemlidir:

Aziz Meryem Kilisesi: Bu orijinal olarak Katolik olan kilise, Osmanlı yönetimi sırasında camiye dönüştürülmüştür. Şu anda Yerel Tarih Müzesi olarak kullanılmaktadır. Önünde eski Köle pazarı bulunmaktadır. Yerel korsanların baskınları sırasında insanları kaçırıp fidye talep etmeleri nedeniyle bu adı almıştır. Efsaneye göre, bu kölelerden biri ünlü İspanyol yazar Miguel de Cervantes’tir. Efsaneye göre, Don Kişot’un sevgilisi Dulcinea, Ulcinj’den gelmektedir. Bu efsanenin kaynağı nedir? Ulcinj, bazı Romantik ülkelerde Dulcinjo olarak adlandırılır ve Dulcinea’ya benzer şekilde telaffuz edilir. Ancak, Cervantes’in Cezayir’de köle olduğu bilindiğinden, bu efsane gerçek değildir.
Balšić Kulesi: 14. yüzyılın sonları veya 15. yüzyılın başlarında Balšić Hanedanı yönetiminde inşa edilmiştir. İyi korunmuş olan bu bina, başlangıçta sadece iki katlıydı, ancak Osmanlılar bir kat daha eklemiştir. Bugün bu kule Sanat Galerisi olarak kullanılmaktadır.

Ulcinj ayrıca kristal berraklığında suya sahip birçok güzel plaja sahiptir:

Velika Plaža (Büyük Plaj): Şehirden 5 km uzaklıkta yer alan geniş kumlu plaj, 13 km boyunca uzanır. Karadağ’ın en popüler plajlarından biridir. Bazıları ona Ulcinj’in Copacabana’sı der.

Ada Bojana: Büyük plaja yakın bir diğer popüler destinasyon olan Bojana Nehri deltasında oluşan bir nehir adasıdır. Ada Bojana, popüler bir uçurtma sörfü ve rüzgar sörfü bölgesidir ve ünlü bir naturist kampına ev sahipliği yapmaktadır.

Valdanos Plajı: Eski bir korsan sığınağı olan bu plaj, III. kategori doğal anıt olarak sınıflandırılmıştır. Valdanos’un zeytin rezervi, 18.000’den fazla ağaçla Karadağ’daki en büyük rezervdir ve bu ağaçların ortalama yaşı 800 yıldır.

Mala Plaža (Küçük Plaj): Eski kentin yakınında yer alır. Kumlu sahili ve sığ suları, özellikle küçük çocuklu aileler arasında popülerdir. 360 metre uzunluğundaki plaj, isminin gösterdiği kadar küçük değildir.

Kiralık aracımızla Ulcinj’den kolayca ulaşabileceğiniz bir diğer yer Skadar Gölü’dür. Balkan yarımadasının en büyük gölü olan Skadar Gölü, 280’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapar, bunlar arasında nadir Dalmaçya pelikanı da bulunmaktadır. Bu göl, Avrupa’nın en büyük kuş rezervlerinden biridir ve doğa severler ve kuş gözlemcileri için mutlaka görülmesi gereken bir destinasyondur. Göl ayrıca yerel Skadar Gölü sazanı gibi çeşitli balık türlerine sahiptir. Virpazar gibi geleneksel balıkçı köyleri, burayı balıkçılar için bir cennet yapar.

Yakınlarda daha küçük olan Šas Gölü (Šasko jezero) da bulunmaktadır. Büyüleyici manzarası ve zengin bitki örtüsü ve faunası, burayı balıkçılık ve doğa fotoğrafçılığı için ideal bir yer yapar.

 

Sonuç

Sonuç olarak, Ulcinj ve çevresi Karadağ’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır, bu yüzden bir araç kiralayın ve yolculuğunuza başlayın!